SUSUN ÖLDÜRÜYORLAR
Bu bir film adı, aslında susun kesiyorlar olacaktı. Doktorlukta ameliyat moduna girdiğiniz zaman “Her şeyi hemen kesip halledeyim “diye bir psikoloji içine giriyorsunuz. Bunu çoğu cerrah yaşar, tıbbi tedavi havasından çıkar.
Biz hastalar da kesip biçilmeye hazırız, doktor ararken kartına cerrah mı diye bakarız. Cerrah olursa onu daha fazla yüceltiriz. Bir de kestirip kurtulma düşüncemiz var. Köklü çözümcüyüz ya.
6 defa şaşılık ameliyatı olmuş. Çünkü bir ameliyat diye başlıyor hikâye. Sonra hikayenin fasılları başlıyor, beyin uyum sağlamadı da.. Ol desen yedinciyi de olacak.
Hesap da sormuyoruz. Çünkü hep aynı doktora ameliyat olmamışızdır. Biraz o düzeltmiş, biraz da diğeri. Yedinci doktora gitsek biraz da o düzeltecek. Başka memlekette bazı kurumlar hesap sorar. Başka memleketin adamları da hesap sorar. Biz kaderciyiz, adamı ameliyatta öldürürsünüz. Hastayı teselli etmeye gerek yok o zaten hazır. “Allahın takdiri buymuş…”
O ne kocaman ameliyat paraları, 5-6 binler. Göze kuş mu konduruyorsun kardeşim. Altı üstü kası kesip 4-5 mm başka bir yere dikiyorsun, hepsi yarım saat. Fırsatçıyız ya elimize düştü bir kere.
Herkes kaderini yaşar. Ama bebekler büyüyünce hesap sormalı. Anneden, babadan, doktordan, devletten…
Son söz yine bizde; şaşılık egzersizle düzelen bir göz hastalığıdır. Ameliyat ilk değil son çare olmalıdır.